Bir Yudum Kitap

KAYIP YÜZYILIN PRENSESİ
"Oylum"
”Her sabah yaşama seninle tutunuyorsam, her gece uğruna öldüğüm içindir’‘
”Herkeste seni aramak, her geleni sen sanmak ve her gidende seni yeniden kazanıp kazanıp kaybetmek ne demek hiç düşündün mü? Beni bu kadar kendine aşık etmen hangimize haksızlık? Hiç mi yorulmadın adı geçmiş olacak olan gelecekleri bana taşımaktan? ”
Sen bana neleri öğrettiğini biliyor musun?
İnsanın terk edildiğinde değil, unutulduğunda yalnızlaştığını ve unutulmanın insanoğluna verilmiş en büyük ceza olduğunu... insanı asıl yalnızlaştıranın, uzağındayken unutulmak değil, yakınındayken hatırlanmamak olduğunu...
Sen bana neleri öğrettiğini biliyor musun?
Başkalarının gözlerindeki ışığı görebilmemiz için, önce kendi gözlerimizdeki karanlığı aydınlatmamız gerektiğini. Ön yargıların insan ruhunun felçli yanı olduğunu. En çok önyargı sahibi insanların, "benim kesinlikle önyargılarım yoktur!" diyen insanlar olduğunu... yanılgı, yenilgi ve pişmanlık doğurduğunu... özgün düşünceye pranga vurduğunu... insanın kendinden ne kadar eminse, yanılmaya da o kadar yatkın olduğunu ve insanları yargılamanın, onları sevmeye engel olduğunu...
Ama en çok; insanın, tanrının kendisine bahşettiği mükemmelliği bozmayacak kadar mükemmel olmadığını öğrettin...
Rüyalarında ve masallarında başka başka hayal dünyalarının tadını çıkaranlar, bunun bedelini uyandıklarında hala aynı dünyada olmanın tahammül edilemez hafifliği ile öder.
”…..Zaten bütün aşklar hayallerden başlamaz mıydı? Ya hayal ettiğin aşkı bulacaksın ya da bulduğun aşkı hayallerine uyduracaksın. Hayalin bittiği yerde gerçekler başlamayacak mıydı bir gün? O halde kırıldığı yere kadar sürsündü bu camdan rüya… nasılsa bir hayalde yaşamak, bir hayaletle yaşamaya dönüşecekti zamanla. ”
* Kahraman Tazeoğlu'nun "Kayıp Yüzyılın Prensesi" kitabından