Mavi Ve Telaşsız
MAVİ VE TELAŞSIZ
Mavi ve telaşsızdı seni sevmenin rengi
Bir lâhza durmaktı soluğunda
Sonrası deprem sancısı,
Sonrası yitik bir sızı..
Ve muhrik!
Ne zaman ellerine dokunsam, tayf olurdu adın
Kulağımda dünden kalma ayinlerin bilindik çığırtısı
Dur diyordu içim, dur ve hisset..
Bir kuyudan su çeker gibi keşiş,
Bir kuyudan seslenir gibi yekta.
Mavi ve telaşsızdı seni sevmenin rengi
Bölünürken perdelerden süzülen ziya
Çığlığı özgürleştiren
Seni rahmimde büyüten
Ellerimi mahirleştirmeden
Boyun eğiyordum avuçlarımdan kayışına
Bu kenti sevmeyi de öğrenebilirdim belki
Sarılırken bir orospuya unutabilirdim kadın olduğumu
Deşerken rahmimi kendi elimle
Emzirebilirdim unutulmuş çocukluğumu
Ve belki sen gelirdin
Ve belki gözlerin gelirdi
Ve belki ellerini hatırlardım sonra
Eylül olur gelişin diyorum, umut bu!
Eylül gibi dökülen gözlerim için gelir ayakların
Sararan tenime düşer simsiyah saçlarım
Rodrigo çalar bir yerlerde
Uzanırım ve belki tutarım bu kez ellerini
Sevgilim!..
Geldin mi?
Biliyorum, unutulmuş bir şarkı gibiyiz şimdi
Ankara sokaklarını anlamsız arşınlayan bir kadın
Aynalardan kaçan bir esmer iz
Ve belki ölüme endeksli mermerin son şekliyiz
Yine de maviydi diyorum seni sevmenin rengi
Mavi ve telaşsız,
Mavi ve ıslağız..
Mavi
Ve ıssızız.
Filiz KILINÇ